Doğaya ve öğrendiği değerlere uygun olmayan bu yaşam tarzını kabul etmesi mümkün değildir. Modern dünyanın insanlarının ihtiyaçlarından fazlasını istemesi, biriktirmeye çalışmasını anlayamamaktadır. Sürekli gelecekten korkan bu insanların yaşadıkları anı kaçırmaları doğal bir sonuçtur.
Yazılar
Biz onlardan ne kadar nefret ediyorsak, onlarda bizden o kadar nefret ediyor
Kurtuluş sadece ölümle mümkündür ki dünyada mutlu olmak diye bir şey yoktur.
Aklın, çalışmanın, yol göstericinin, inanılan hayalin yanı sıra bir de aşka ihtiyacı vardır Hezarfen’in. Aklın dengelenmesi için aşka yol alır. Çünkü ancak çift kanatla uçulabilir.
“Gerçek” ve “roman” olarak ayrılmış olan iki akışta ilerliyor roman. Gerçek bölümlerinde anlatılan olaylar bizzat yazarın ağzından, stajerlik yaptığı akıl hastenede yaşananları aktarırken, roman bölümlerinde stajerliğinde tanıştığı bir hastanın başından geçtiğini belirttiği bir aşk-cinayet hikayesi anlatılıyor.
Öyküler birbirinden bağımsız görünse de birbirleriyle bağlarını koparmıyor. Bir öykünün kahramanı diğer bir öyküde gölge olarak çıkabiliyor karşımıza. Karakterler aynı olmadıkları halde her öyküde artan bir psikoljik bozulma, sertleşen tavır, okuyucuyu aynı karakterin, zamanla bozulan tek bir kişinin varlığına inandırıyor.
İlk okumada şaşırtıcı sonlar ve güçlü kurgusuyla dikkatlerimizi çeken öyküler, içinde ironinin ve duru Türkçenin gücünü barındırıyor. Sade diliyle kolay okunan öyküler, ironik yapısıyla bizi yeniden okumaya, düşünmeye, anlamaya zorluyor. Ölmediğini kanıtlamaya çalışan kalp, denizi içmeye çalışan adam, adını arayan bir his, gölgeye kapılan apartman sakini, suç anında orada olmayan sorumlular, uzun bir yolculuğu olan düğme kitapta bulunan öykülerden öne çıkanlar.
Ormanlı İmparatorluğu’nun son döneminde etkisizleşen yönetim, Osmanlı hakimiyeti altında olan Mısır’da da görülüyor. Bu boşluğu doldurmak için emperyalist İngiltere’nin 1882’de önemli yönetim kadrolarını ele geçirmeleri ve göstermelik bir kralın arkasında işgali gerçekleştirmeleri ülke için dönüm noktası oluyor. Bu işgalden 1922’de kurtulan Mısır yine de yönetimde etkili olamıyor.
Bu sayısal değerlere çevrim modern insanın kategorize etme, sınıflama, ayrıştırma ve tüketme alışkanlıkları için gerekli ve geçerlidir. Modern insan günlük yaşantısında olayları algılayabilmek için sayısal değerlere dönüştürür ve sonrasında unutur. Örneğin “Orta Doğuda bir pazar yerinde patlayan bomba sonucu kırk kişi öldü” denilerek ölenlerin sayısal bir değere dönüşmesi sağlanmış, kayıtlara alınmış ve kısa bir süre sonunda unutturma işlemleri tamamlanmış olur. Artık sayısal olarak piyasalara, borsaya yahut günlük siyasi ortama ne kadar etki ettikleri önemlidir. Oysa şiş karınlı çocuklar gürbüz tüfeklerle vurulurken borsa değerleri, döviz kurları, kayıtlar, stoklar hükümsüzdür.
Son yorumlar