Shakespeare dönemin yazım tarzı etkisiyle tragedyalar kaleme almış ve tabii her tragedyada olması gereken bol kanlı, entrikalı, cinayetli, katilli-maktüllü eserleri günümüze kadar ulaşmıştır. Artık dünya klasikleri arasında olan bu eserlerde insanoğlunun en bilindik hırsları, ihtirasları tutkuları ve tabii ki yanlışları ele alınmıştır. Ephrahim Kishon günümüzün sıkıntıları üzerine bu konuları bir de eleştiren, mizahi yönüyle ve tabii müthiş bir tiyatro diliyle eleştirilmekte.
Yaşadığımın kanıtı…
Oyun başladığında sanırım ilk kez izleyenler şaşkındık. Adam hakikaten uzundu ve sahneye nerdeyse sığmıyordu. Evet ses sabahları duyduğumuz ses, espriler alıştığımız espriler ama bu sahnede uymayan bir şey var?
Genel bir deyimleri bile var bu konuda. “İnşallah yarın tamam”. Bu sözü herhangi bir işinizi yaptırmaya çalıştığınızda duyabilirsiniz. Yarın gittiğinizde yine aynı sözü duyabilirsiniz. İşlerinizi yaptırabilmek için biraz ısrarcı olmanız hatta birazda lütufkar olmanız gerekiyor. Lütufdan kastım bu bölgede son derece yaygın olan bir alışkanlık: Bahşiş – Hediye – Rüşvet. Artık ne derseniz o olsun.
Hayli geç oldu. Demiryolunun üstüne çadır kurmuşlar ve balık kokuları geliyor. Küçük masalar ve tabureler kaldırıma ve demir yoluna serilmiş. Televizyonda eski bir maç var. Kimse ilgilenmiyor. Kimse konuşmuyor. İstekleriniz hemen sessizce arkada pişiriliyor. Sessizce servis ediliyor. Sessizce yiyor ve kalkıyorsunuz. Ben bekliyorum. İlgilenmeden sadece bir kaç gündür görmediğim için alışkanlıkla televizyona bakıyorum. Sonucu bilinen bir maçı kimse heyecanla izlemiyor. Zaten hiçbirşeye heyecanla bakmıyorlar. Sadece arada bir artçılarda yüzlerinden bir korku gelip geçiyor.
Uzun bir süredir televizyon programları başlamadan önce gösterilmesi zorunlu bir uyarı olarak yayınlanacak programın niteliğini belirler işaretler ve açıklamalar semboller halinde ekranlarımızda gösteriliyor. (Hatta bunların bazıları komik t-shirt tasarımcıları tarafından da kullanıldı.) Aklıma takılan konu bunların nasıl belirlendiği. Genel izleyici adı altında en akla sığmaz yarışma programları, en acayip evlendirme programları, en ahlaksız diziler vs. vs. her akşam tekrarlarıyla önümüze sunuluyor. Peki nedir genel izleyici kitlesi?
İsrail’in Gazze saldırıları başladığı günden beri aklıma takılan bir soru var. Bir katliam kendi televizyonlarında, kendi halkına nasıl anlatılabilir? Sivil halkın öldürüldüğü, kadınların ve çocukların özel hedeflermişcesine kıyıldığı bir ortamda, hiçbir uluslarararası hukuk kanununu tanımadan yapılan, günlerce süren, karşı tarafta ise sadece taş atan çocukların olduğu ve varlıklarını bir türlü net olarak göremediğimiz Hamas militanlarına karşı yapılan bu katliamı akşam haberlerinde nasıl anlatıyorlar acaba?
Beş benzemez kız kardeşler ve her şeyi önceden fark eden, uyaran, namuslu ama fakir hizmetçisi ve tabii Bernarda’sıyla izlenmesi gereken bir oyun.
Son yorumlar