Sanat Satın Alınabilir mi?

Share

Yüzyıllardır tartışılan bir konudur sanatın meta değeri. Bir çok yazar, ressam ya da müzisyen için ticari ürünler ayrı, sanat üretimleri ayrı kabul edilmiştir. Çoğu sanatçı geçim kaynağı olarak farklı mesleklerde çalışmışlardır. Hatta sanat eserlerinin “değer”lendirilmesine, karşılaştırılıp üstünlüklerinin tespitine inanmadıkları için yarışmaları reddetmiş, kazandıkları ödülleri kabul etmemiş sanatçılarda bulunmaktadır. Elbet bu eserlerin üretimi için belli oranda harcama yapılması kaçınılmazdır. Hatta genellikle sanatçılar için yaşadığımız modern dünyada sanat eserleri geçim kaynakları olmak zorundadır. Bu harçamalarının ve elbette hayatlarını idame ettirebilmeleri için eserlerini satmak zorunda kalırlar.

Tabi bu bahsettiğimiz resim, müzik, edebiyat gibi bireysel üretimleri kapsaması yanısıra sinema, tiyatro gibi daha maliyetli ve çoğul hareketlerle yapılan üretimler için de geçerlidir. Günümüzde bu işi bireyler, topluluklar yapabildiği gibi bazı devlet kurumları da üstlenmiştir. Türkiye’de bunun için Kültür bakanlığına bağlı devlet tiyatroları ve belediyelere bağlı olan şehir tiyatroları mevcuttur. Bunların mevcudiyetlerini devam ettirebilmeleri için devletten para desteği almakta ancak buna mukabil bilet fiyatları son derece cüzi tutulmaktadır. Burada amaç bu maliyetli olan üretimin, sanat eserinin uygun fiyat belirlenerek daha çok insana ulaşmasını sağlamaktır. Hemen bir açıklama olarak “sanat” tanımı yapılması gerekir sanırım. Benim için en kabul görmüş tanım; başka sanat eserlerine yol açan eser sanat eseridir. Bu tanımın en önemli unsuru okuyanı, izleyeni, dinleyeni kısaca sanat eseriyle karşılaşanı düşünmeye, değişmeye ve yeniden üretmeye sevk etmesidir.

 Peki bu esere ulaşmak için yapılan harcama ve buna karşılık eserin üretimi için yapılan harcama nasıl karşılanacak? Elbette bu hareketler ekonomik harekettir. Yani yukarıda bahsettiğimiz devlet destekli, sponsorluklarla ya da bireysel girişimler, fedakarlıklar olmazsa yapılamayacak işlerdir. Fakat gelişmemiz, yeniyi düşünmemiz için kaçınılmaz olarak yapılması gerekir.

 Bu noktada,

Soru; Devlet tiyatroları neden kapanabilir?

Cevap; Çünkü cari açıkları var. Yani gelirleri giderlerinden az. Kar etmiyorlar, para kazandırmıyorlar. Ancak sanat üretmeye, sanat eserlerini insanlara, geniş kitlelere sunmaya çalışıyorlar.

 Bu durumda liberal ekonomilerde uygulanan yöntemler devlet tiyatrolarını “işletme” görüyle görenler için uygulanabilir kabul edilmektedir. Yani özelleştirilebilirler. Kapatılıp onlar için ayrılan kaynaklar başka “işletme”lere aktarılabilir.

 Soru; Neden?

Cevap; Çünkü sanat maddi bir değer üretmez. Maddi olmayan değerler ekonomide “yok”tur.

Sonuç; Zavallı izleyici.

 

  • Nisan 19, 2011