Bilmediğimiz Bir Şehirde Olmak

Share

 Hava 42 derece. Güneş toplu iğneler gibi vücudunuzun açık kalan her yerini kavuruyor. Çocukluğumuzdan beri bize adıyla, piramitleriyle, firavunlarıyla, mumyaları ve efsaneleriyle yakın olan bir ülke olan Mısır’da ilk kez çöl görüyoruz. Tabi çölünde çeşitleri varmış. Kum çölü yada taş çölü. İsimlerinden anlaşıldığı üzere burada görüklerimiz taş çölüydü. Çakıl taşından küçük taşların oluşturduğu ancak kum saatinin içindeki kadar ince olmayan bir tür kumdan oluşan bu çöller aslında son derece verimli. Bunuda burada öğreniyoruz. Bu topraklar mineral açısından son derece zengin ancak su yok. Yani tarım için son derece iyi olan bu toprakları değerlendirmek için sulama kanalları oluşturulması gerekiyor. Mısır’ın başkenti Kahire’de bizi uçakla şehre yaklaşırken gördüğümüzde şaşırtan manzaranın sebebi buymuş. Yemyeşil ve adeta cetvelle çizilmiş gibi düzenli tarlalar bizi karşıladı. Kahire Nil kıyısına kurulmuş ve tarımı çok zengin bir şehir.

Kahire sokaklarında ilk dikkatimizi çeken şey tabiki şehrin heryerine biriken çok kumuydu. Evlerin duvarları bile bu kum sayesinde sarı renk ile boyanmış gibi duruyordu. Sokaklarda bu görüntü sanki hiçbir zaman süpürülmemiş izlemi veriyor. Sanırım bu görüntü burada yaşayanlar için temizliğin göz ardı edilebileceği izlenimni oluşturmuş. Oldukça temizlikten uzaklar. Tabi sıcağın etkisiyle son derece rehavete kapılmışlar. İnsanlar adeta zorla, itilerek çalışıyorlar. Genel bir deyimleri bile var bu konuda. “İnşallah yarın tamam”. Bu sözü herhangi bir işinizi yaptırmaya çalıştığınızda duyabilirsiniz. Yarın gittiğinizde yine aynı sözü duyabilirsiniz. İşlerinizi yaptırabilmek için biraz ısrarcı olmanız hatta birazda lütufkar olmanız gerekiyor. Lütufdan kastım bu bölgede son derece yaygın olan bir alışkanlık: Bahşiş – Hediye – Rüşvet. Artık ne derseniz o olsun. Yol sorduğunuz bir polis bile sizden bahşiş isteyebiliyor. Bu bölgede yüzyıllardır gelen bu adet artık heriş için uygulanmakta.

 Kahire tabiki piramitleri ve müzesiyle oldukça bilinen bir şehir. Bu gizemi çözülmemiş tapınak ve mezarlar bin yıllardır insanların merakını cezbetmiş. Bu gizeme dayalı birçok roman, hikaye ve film yapılmış durumda. Tabi bunların birçoğu gerçeği yansıtmaktan oldukça uzakta. Günümüzde ziyarete açık olan bu tarihi mekanlardan etikilenmemek, anlatılan olağan üstü hikayelere kapılmamaksa neredeyse imkansız.

 Şehirde mimari oldukça gelişmiş. Nüfusun %85i müslüman olan ülkenin tarihi camileri, kiliseleri, hanları ve pazar yerleri oldukça önemli. Sonderece güzel ve ince bir işçilikle yapılan bu yapılar hala göz dolduruyor. Tarih boyunca Osmanlı hakimiyetinde bir süre geçiren şehir tabiki izlerini gösteriyor. Hala ayakta olan Kahire kalesi, mevlevi hanesi, birçok tarihi eser ve mekan görülmeye değer.

 Buraya gelirken anlatılan onca şeye rağmen buranın insanı etkileyen müthiş bir havası bulunmakta. Şimdi bile orada olma hissi uyandırıyor. Dilini bilmediğiniz, yemeklerini, yaşam tarzlarını, yollarını bile bilmediğiniz bu şehir son derece büyülü…

  • Eylül 29, 2009