Tarla Kuşuydu Juliet

Share

Siz hiç Shakespeare’i kolpacı gördünüz mü? Ya Juliet’i hafif meşrep? Yada Romeo’yu eşcinsel? Peki Romeo ile Juliet’in çocukları nasıl olurdu? Bu tutkulu aşıklar acı bir sonla hayata veda etmemişler miydi? Bu sahnede gördükleriniz sizi hiç düşünmediğiniz fakat hep yakınlarında dolaştığınız bir dünyanın içine çekiyor.

Hepimiz hayatımızda aşık olmuşuzdur ve aşkın sonsuza kadar devam edeceğini düşünürüz. Fakat zaman herşeyi hükümsüzleştirdiği gibi aşkın alevini de söndürebilmekte. Zaman içinde geçim sıkıntısı, hayat meşgaleleri derken oyun boyunca güldüğümüz sahneleri yaşar oluyoruz.

 Romeo ve Juliet Shakespeare’in en bilindik eserlerinden biri. Hatta günümüze kadar defalarca sahnelenmiş ve farklı uyarlamaları yapılmıştı. (günümüzde Romeo Juliet, sanırım Leonardo Di Caprio oynuyordu). Ephrahim Kishon bu kadersiz aşıkları o kötü geceden kurtarıp evliliklerinin 30 yıl sonrasına taşıyor. (otuz yıl dediysek oyun boyunca zaman değişiyor ve günümüze kadar ulaşabiliyor) Tabii bizim genç aşıkların birde küçük kızları dünyaya gelmiş durumda. Lukretia!! Tabii zaman her aşkta olduğu gibi aşıklarımızı biraz hırpalamıştır. Bu düşman ailelerin çocukları da geçim derdine düşmüş, yaşlanmış, aşklarındaki kıvılcımı kaybetmek üzeredir. Bu durum tabiki hepimizi şaşırttığı kadar en çok Shakespeare’i çileden çıkartmıştır. Sonunda dayanamayıp mezarında ters dönen üstad aniden sahneye düşer. İşte bu noktadan sonra sahneden gözlerinizi alamayacaksınız.

 Engin Alkan’ın yönetmenliğinde Şehir tiyatrolarında sahnelenen Tarla kuşuydu Juliet çok eğlenceli 2,5 saat sunuyor. Oyuncular ve oyunculukları harikaydı. Oyun boyunca eleştirilmeyen nerdeyse hiç bir şey kalmamış durumda. Aile yapısı ve aşkın yitirilmesi gibi konuları zaman kavramını önemsemeden anlatan oyun, kiliseyi bile çekinmeden eleştirmekte.

 Shakespeare dönemin yazım tarzı etkisiyle tragedyalar kaleme almış ve tabii her tragedyada olması gereken bol kanlı, entrikalı, cinayetli, katilli-maktüllü eserleri günümüze kadar ulaşmıştır. Artık dünya klasikleri arasında olan bu eserlerde insanoğlunun en bilindik hırsları, ihtirasları tutkuları ve tabii ki yanlışları ele alınmıştır. Ephrahim Kishon günümüzün sıkıntıları üzerine bu konuları bir de eleştiren, mizahi yönüyle ve tabii müthiş bir tiyatro diliyle eleştirilmekte.

 Tabii oyuna girmeden broşürü okuyun ki oyunda geçen bir çok espiriyi kaçırmayın. Shakespeare’e dikkat heryerden çıkabilir.

 İyi seyirler,

  • Kasım 5, 2009