Ya Devlet Başa Ya Kuzgun Leşe

Share

         Sorun çok basittir aslında, devletin bekaası esastır. Baba olması bu kuralı değiştirmez. Oğulları arasında eşit ve adaletli olması, elbette oğullarını sevmesi, elbette tahtını birine bırakacak olması, elbette hataları ve aşkı. Tanrı katında değil ama insanların arasında da olamayan bir yönetici/baba.

          Ya ne yapmalıydı Kanuni?

Devletli hünkardan sonra biri başa geçmeli. Peki hünkar hangi eşini çok sever? Hangi eşinden olan çocuklarına bırakacaktır tahtını? Elbet biri gösterir kendini ama erkendir daha. Kemendi boynunda bulur.

 Ya ne yapmalıydı Mustafa?

 Bilir ki beklerse ağabeyi var önünde ve bir gün tahta oturacak ve çalacak o zaman kapısını çağırıcılar. Bulacaktı boynunda kemendi. Devletin töresi böyle. Bilerek ölümünü beklemek ve kendini anlatamamak öz babasına bile, delirtiyordu Beyazıd’ı. Öz kardeşine düşman ederler onu. Bulandırırlar kafasını.

 Ya ne yapmalıydı Beyazıd?

 Tehlikede görmeden kendini bekler tahtın kendine düşmesini. Zevk ve eğlencedir hayat çünkü hünkar hayattadır. Bekler kendine gelecek sırayı. Ya kendine düşman edilen kardeşi? Ya yanındaki oyunbaz akıl hocaları? Artık sakin kalmak mümkün müdür?

Ya ne yapmalıydı Selim?

Aynı kandan iki oğul. Hangisinden yana olsa yüreği yanacak. Elbet anadır. Lakin bir anayı yavrusundan ayırır. 35 yıl yaşadığı sarayın zorunluluklarını bilir. Bir gölgedir ayrılan kuzu hayatında. Korkusu yüreğinde hangi kuzusunu tutsa diğeri küskün. Hangisine yandaş olsa yüreği yanacak.

Ya ne yapmalıydı Hürrem?

Ya devlet başa ya kuzgun leşe.

Oyun Orhan Asena’nın üçleme olarak yazmaya başlaması ve 4. oyunu yazdığında hala anlatacağı çok şeyi olduğunu gördüğü bir serinin 3. oyunu. Bu yüzden sanırım oyun başladığında sanki bir filmin ilk 5 dksını kaçırmış gibi bir his uyanıyor içinizde. Fakat kısa süren ilk perdeden sonra oyunu tırnaklarınızı kemirir halde ve taraf tutarak (döneklere düşman olarak, hünkarın doğru karar verebilmesini dileyerek, vs,) soluksuz izliyorsunuz. Tarihi bir oyunu ve tabi gerçek ve yaşanmış olduğunu bildiğiniz halde yinede sahnenin değişmesini diliyorsunuz.

Bir babanın oğulları arasında seçime zorlanması, oğullarının hatalarını hoş görmesi, geçmişinde hata olarak gördüğü bir karar, her hareket her karar devleti etkileyecektir. Baba olmak artık önemli değildir. Duygular artık karar vermesini etkilememelidir. Çünkü aslolan devletin bekaasıdır.

Köstümler, sahne, müzik ve ışıklandırma çok güzel ve oyunun içine çekiyor sizi.

Şimdi sorulacak soru basit : ya ne yapmalıydı seyirci?

 İyi seyirler,

  • Aralık 7, 2009