?>

Ejderha Dövmeli Kız

Share

Steig Larsson İsveçli bir gazeteci. Ancak dünya onu yazdığı Millenium serisiyle tanımakta. Romanları polisiye türünde oldukca başarılı fakat onu dünya çapında üne kavuşturan asıl neden kadınlara karşı şiddet, cinsel suçlar, çocuk istismarı gibi konuları, avrupada bile son derece açık toplumlardan biri olan İsveç’te geçen kurguyla aktarabilmesi. Kitaplarını bir solukta okuyacağınız buyazarın kahramanları ya da anti kahramanları son derece özgür cinsel yaşam tercihlerine sahipken başlarından geçen olaylar cinsel cuç ya da şiddet içermekte. Bu durumda koruyucu olacağını düşündüğümüz yasaların yetersizliği karşısında karakterlerin kendi çıkışlarına yönelmesi, sürekli gelişen teknolojiden yararlanmaları ve çok zengin karakterler olması kitapları başlı başına ilgi odağına dönüştürmekte.

Türkiye’de geçtiğimiz günlerde kadına karşı şiddete karşı birçok eylem yapıldı. Fakat yaşanan olaylar gösteriyor ki “şiddet” kavramını ya da “cinsel suç” kavramı toplumuzca hala doğru algılanmamakta. Algılarımızı bozan izlediğimiz filmlerden günlük yaşanda olan bir çok olay bu eylemlerin etkisizliğini/yetersizliğini göstermekte. Örnek olarak izlenme rekorları kıran bir dizide tecavüz sahnelerinin ardından oluşan ilgiye karşılık cinsel ürünler satan bir firma şişme kadın ürünü için dizideki karakterin ismini seçmekte ve “ister tecavüz et ister yanında yat” gibi tecavüzü olağan kabul edilebilir hale sokan sloganıyla satışa sunmakta.

Yine ülkemizde çocuk yaşta bir kıza otuzdan fazla kişinin bir yıldan fazla süreyle sistemli tecavüz sanıklarına mahkemece, mahkeme süreci boyunca tutuklu oldukları için yattıkları sürenin yeterli görülerek salıverilmeleri gibi acı kararlar çıkmakta.

Yine ülkemizde yıllardır sanatçı kimliği ile sahnelerde, televizyonlarda, sinemalarda boy gösteren bir adamın kendisini izlemeye ailesiyle gelmiş bir kız çocuğuna “küçük o…” demesi ve sonrasında özür olarak “ben o kelimeyi dişi anlamında kullandım” açıklaması aslında toplumdaki erkeklerde bastırılmış olan cinsel şiddetin tezahürüdür. Öğretilmemiş, yasaklanmış, kötülenmiş, gizlenmeye çalışılmış olan cinsellik doğru ahlak alt yapısıyla buluşmadığında böyle sonuçlar doğurmaktadır. Bu durumda Steig Larsson’un Millenium üçlemsi tüm dünya için önemli olduğu kadar Türkiye içinde önem taşımaktadır.

Toplumsal baskıların, kadına karşı suçlar, özellikle cinsel süçlar ve çocuk istismarı konusunda yapılan eylemlerin arttığı şu günlerde yeni bir bakış açısı getirmesi adına okunmasıı gereken bir seri olarak tavsiye ediyorum. Yalnızca sıkı bir polisiye okumak isteyenler için bile kaçırılmaması gereken bir seri.

Herkese iyi okumalar,

  • Kasım 30, 2010